Seinfeld' i çok severim. Her sene aynı yedi sezonu baştan alıp tekrar izleyecek, repliklerin çoğunu ezbere bilecek kadar çok, bayağı çok.
İşte bu çok sevdiğim diziyi izlerken, senelerdir hep derdim ki '' ulan Jerry, elleri çirkin diye, yemek yerken ses çıkarıyor diye, bir kelimeyi yanlış telaffuz ediyor diye vesaire, güzelim kızı terk ettin, sanki kendin çok bi boksun yani '' derdim. Çünkü Jerry çirkin ve gıcık biri. Seviyorum ama öyle.
Neyse, ömrümün şu noktasında işte, Jerry' nin ne kadar haklı olduğunu hakikaten görebiliyorum galiba. Marttan beri ( belki daha uzun süredir, tam ne zaman ayrıldığımı hatırlamıyorum son erkek arkadaşımdan ) sevgilim yok. Yaklaşık beş yıldır maksimum bir aylık aralıklarla sürekli sevgilim olduğu için de çok zor olacağını, yalnızlığa alışamayacağımı falan düşünmüştüm, hatta son ilişkimi bayağı bir süründürdüm falan ( uzattım demek istiyorum yanlış anlaşılmasın ). Ama hiç zor olmadı. Kolay da olmadı yani, normal oldu. Eskisi gibi düz hayat oldu bildiğin.
Bu sevgilim olmaması durumu sebebiyle de işte, yüz milyarlarca azıcık tanıdığım insanla buluşup duruyorum. Ve resmen durmadan diyorum ki '' şu kaşıkla pilav yedi, bu de'leri da'ları ayırmadı, bunun sakalı yok ( tamam bu bayağı geçerli bi sebep gerçi ), bu dedikoducu, bu şöyle, bu böyle falan filan. Çünkü insanın belli bir yaştan sonra ( evet üç yüz elli yaşına geldim artık ) başka birinin en ufak kusurunu bile tolere etmesi çok zorlaşıyor, hakikaten. Her şey çok salakça ve '' bu yaşa kadar bunu öğrenemedi mi geri zekalı '' geliyor. YANİ AMA 34 YAŞINA GELMİŞSİN PİLAVI KAŞIKLA YEME ARTIK Dİ Mİ. ay bu kaşıkla pilav yiyen beni gerçekten sinirlendirdi. neden bilmiyorum ama kemalistten bile çok ona sinirlendim.
Ne diyordum, Jerry çok haklı. En ufak bir şey bile ileride olacak daha korkunç ve göze batıcı şeylerin habercisi gibi gelmeye başladı. kimseyi olduğu gibi kabul edesim, kusurlarını sevimli bulasım falan kalmamış. biriyle her görüştüğümde '' eve gidip kahve içseydim bu salağı dinlerkenkinden beş milyon kat daha fazla eğlenirdim '' diye düşünüp duruyorum. kimsenin de DOSTOYEVSKİ NABER KARAMAZOV KARDEŞLER HELLO falan deyip kalbimi çaldığı yok zaten. galiba crazy cat lady olma yolundayım, zaten 10 küsur kedi var bahçede.
işte böyle. bloga yazmayalı üç bin yıl olmuş, yazmayı unutmuşum. çok çalışıyordum, beni affedin ve gene de sevin. bu annemin severek okuyacağı bir yazı olmadı zaten. eğer okursa muhtemelen '' sevgili kelimesini kullanmak zorunda mıydın, erkeklerle mi buluşuyorsun '' falan diyecek. naber anne. selam. bye.