birinin hayatının sizi sarıp sarmalayan normalliğine itimat. kahvaltılar, televizyon programları, gazeteler, tıkır tıkır işleyen saatler, ikindi uykuları.
sonra o biri, gece beş buçukta uyanıp balkonda sigara içer, her şey yeniden tanımlanır, her şey insanı üzer. şekilsiz eşofman altları, pembe genç kız perdelerinin zamansızlığı, karşı pencereden yansıyan televizyon ışığı, ikindi uykularının lüzumsuz uzayışı üzer.
magnetlerle fazla neşeli buzdolapları, televizyonun çirkin neşesi, gülümseyen gülümseyen gülümseyen fotoğraflar, yeni beyaz eşyalar, yeni çantalar, ayakkabılar. beş buçukta uyanıp düşündüğün şeyi unutturmak için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder