ölmekten hiç bu kadar çok korkmamıştım. burada ölsem, mezarım da burada olacakmış ve yapayalnız bir mezarda sonsuza kadar öylece bekleyecekmişim hissi.
yanlış anladığımı sonradan fark edip sevdiğim birini çok yanlış tanımış gibi üzüldüğüm bir şarkı '' all we got is the summers '' diyordu. ölürken, güzel yazları hatırlamayı hayal ediyordum ben de. akşam rüzgarlarını, işsiz güçsüzlüğü, yürüyüşleri, zamanın önemsizliğini, herkesin rahat ve neşeli oluşunu, annemin ve babamın gülüşlerini, babamın deniz kenarından toplayıp eve getirdiği taşlardan bizi hep güldüren çocukluğuyla bahsedişini. allahım, ne diyeyim şimdi? çok korkuyorum, gerçekten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder