14 Mayıs 2013 Salı

advers

bir bahar gününü sevmeyi bilmiyorsan bir insanı nasıl seveceksin? ben - ki bahar günlerini manyakça severken dahi - sevememiş miyim hiç aslında diyorum kendime, üzülmemişim, ağlamamışım, dimdik ayakta, anneannemin istediği, annemin öğütlediği gibi, allahın belası feministler gibi durmuşum hep.
mutsuz olmam yasak gibi bir şey hissediyorum bazen, mutsuz olmak yasakmış gibi ya da, bizim ailede. sanki daha gençken mutsuz olma haklarımın hepsini mario'nun canları gibi tükettim de şimdi sadece altın toplayıp oyuna devam etmem lazımmış gibi bir his.
hastaydım iki gündür, kustum, kustum, en son bu gece yediğim portakalı. kusarken sifona dayadığım elimin mavi ojelerine baktım, sağlıklı olmak gibi bir netliği vardı rengin, temiz bir netlik, tozsuz, mikropsuz. öyle temiz şeyler çok hoşuma gidiyor. bir şeyin net oluşu çok hoşuma gidiyor, öbür türlüsü bana biraz anlaşılmaz geliyor, anlamadıkça sıkılıyorum.
galiba mide bulantısı ve ateş beni daha dürüst bir insan yapıyor, daha üzgün.

1 yorum:

  1. Bahsettiğin şey kirpi sevgisi gibi birşey mi mesela, sevgili the fool?

    YanıtlaSil