bu rfotoğraf kendimi bildim bileli bizim evin salonundaydı, şimdi aldım buraya, odama astım. iyi mi ettim, kötü mü ettim bilemiyorum, herkes kadar kendi nostaljimi kutsuyorum yani ben de.
insanlar bana yalan söylesinler istemiyorum, ama doğruyu hiç söylemesinler, zira herkesin hikayesi birbirine ve benimkine de elbette, çok benziyor ve boğuluyorum. psikolojik saptamalar yaparak karşımdakini çözmeye çalışma oyununun aşağılıklığını ve olanaksızlığını fark ettiğimden beri bunu da yapmamaya çabalıyorum, kimsenin karşısında sabırlı gülümsemelerden duvar öremem yani, özellikle de bu denli hiçbir şey dinlemek istemediğim bir dönemde. iki tane freud okumuş herkesin '' beni hiç anlamıyor '' serzenişine cevabı '' peki sen anlaşılmak istiyor musun? '' falan oluyor zaten ve benim bahsi geçen aile psikologlarıyla ilgili de aşağılayıcı fikirlerim var.
bugün vefa ile sınıf arkadaşlarımızın oturduğu masaya bakan uzak bir banka oturduk ve resmen oraya oturduğumuz için dedikodu yapmak zorunda hissettik, insanlar bizi duyamayacak kadar uzak fakat bizim onların hareketlerinden anlamlar üretebileceğimiz kadar yakınlardı falan ve biz kendi küçük akıllıyız biz grubumuzu falan oluşturuyorduk yani onlarla dalga geçerek.
bu olay sırasında o masada oturan arkadaşlardan biri fotoğrafımızı çekmiş, öylesine kötücül çıkmışız ki fotoğraf sanatına bakış açım değişti diyebilirim.
bir tek arkadaş daha edinmek istemiyorum sevgili dostum, bence korkunç sosyalim yani ve bu çok bezdirici bir şey. iphonea talking tom cat diye bir application indirdim, şimdi onunla konuşuyorum, daha doğrusu bir şey söyletip ona tekrarlattıktan sonra ödül olarak süt içiriyorum falan, hayat bana güzel yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder